2 Şubat 2009 Pazartesi

3. GÜN 3. FİKİR

Ali Taran'ın beni işe alması için bir TV reklamı yapsaydım nasıl olurdu?



Bir ofis ortamı, yoğun bir çalışma. Kamera açık ofis diye tabir ettiğimiz, birçok insanın bir arada çalıştığı bölümde geziniyor. En az 20 -30 masa, 20 – 30 çalışan, kamera çalışanlar arasından geçiyor hızlıca. Bir masada duraksıyor. Masa boş. O karmaşanın içinde tek bir boş masa çok göze çarpıyor. Masanın sahibi o gün hiç gelmemiş gibi. Sonra ince bir koridor boyunca ilerliyor kamera. Büyükçe bir oda ve bir sekreter belli ki patronun odası. İçeri giriyor kamera patron ceketini giyiyor. Cep telefonunu alıp ceketinin iç cebine koyuyor. Birkaç adım atıyor kapıya doğru, belli ki dışarı çıkacak. Masasındaki telefon çalıyor. Dönüp bakıyor telefona, açmakla açmamak arasında kararsız. Devam ediyor patron yoluna. Açmıyor telefonu.



Kamera şimdi başka bir ofiste. Bir iş adamı, yaşlı, masasında oturuyor, elinde telefon. Telefonun çaldığını duyuyoruz fakat cevap vermiyor karşı taraf. Hafif kızgın bir ifadeyle telefonu kapatıp başka birini arıyor. Ok diyor iş sizindir. En kısa zamanda sözleşmeyi yapalım, malları 1 ay içinde istiyorum.




Ekran donuyor. İki donmuş kare görüyoruz. Solda telefona bakmayan patron. Sağda iki tedarikçi arasında kararsız kalmış, biri telefonuna cevap vermediği için diğerini seçen iş adamı. Bir ses duyuyoruz: “Keşke 1 dakika ayırıp o telefona baksaydı hayatının en büyük işini alacaktı.”




Ve slogan beliriyor: KEŞKE DEMEMEK İÇİN FIRSATLARI KAÇIRMAYIN




Bu sefer kamera bir evde... Yaşlı bir adamla 25 yaşlarında genç bir çocuk. Hararetli bir tartışma içindeler. Belli ki bir baba ve bir oğul. Genç çocuk kapıyı çarpıp çıkıyor. Yaşlı adam üzgün.




Kamera tekrar ofiste çalışanların arasından geçip en baştaki boş masaya geliyor. Bizim genç çocuk o masanın sahibiymiş meğer. Masasının sağ köşesinde telefon, onun yanında babasıyla olan bir resim. Telefon çalıyor. Arayan annesi, babasının öldüğünü söylüyor. Telefonu kapatıyor yavaşça, gözleri doluyor, babasının fotoğrafına bakıyor ve koşarak çıkıyor ofisten. Ekran donuyor. Sağ tarafta oğlu kapıyı çarpıp çıktıktan sonra yıkılmış baba, sol tarafta boş masa. Bir ses duyuyoruz: “Keşke son görüşmeleri böyle olmasaydı, keşke fırsatı varken son bir kez seni seviyorum diyebilseydi.”




Ve slogan beliriyor: KEŞKE DEMEMEK İÇİN FIRSATLARI KAÇIRMAYIN




Kamera bir ofiste... Bilgisayarı, klavyeyi ve 2 adet el görüyoruz. Maillerine bakıyor. İlk sıradaki maili açıyor. Bir iş başvurusu, Adil Zehir’den gelmiş. Reklam yazarlığı için başvurmuş. Bilgisayar başındaki kişi maili okumadan siliyor. Bir ses duyuyoruz: “Keşke ona, birkaç yıl sonranın en iyi reklam yazarlarından birine bir şans verseydi.”




Ve slogan beliriyor: KEŞKE DEMEMEK İÇİN FIRSATLARI KAÇIRMAYIN

3 yorum:

  1. işe alınmaz zaten

    YanıtlaSil
  2. gardaş iş yok türkiyede malesef adam kayırma çok dayı lazım arkan olacak anca ben de o kadar okudum ama nafile

    YanıtlaSil